30 Haziran 2008 Pazartesi

Fidel'in anısına

SADIK ABİ EMEKLİ OLMUŞ:

Sadık Abi emekli olmuş! Haberi duyunca anlatılmaz bir his kapladı içimi. Hepimiz çok üzüldük. Aramızdan ağlayanlar oldu. Tamam Sadık Abi iyice yaşlanmıştı ama bir gün emekli olacağına pek ihtimal vermezdik. Ama işte haber doğruydu, Sadık Abi emekli olmuş...
Niye bu kadar üzüldüğümüzü anlamıyorsanız bi de bizden dinlemeniz lazım ihtiyar delikanlı, adı üstünde Sadık Abi’yi.
Bütün dünyaya kafa tutabilecek bi adam var mı derseniz Sadık Abi’yi gösteririm. Attı mı mangalda kül bırakmayan, cesaretiyle, delikanlılığıyla övünen çok adam vardır. “Allah’tan başka kimseden korkmam” derler. Ama aslında hepsi tırsak heriflerdir. Bunların aksine Sadık Abi hiç bir zaman kendini Allah’la karşılaştırmaz, ama Allah da dahil kimseden korkmaz. En baba kabadayıların, diktatörlerin, katillerin karşısında durur, onlara diklenir, “Allah mısınız lan?” der.
Bunları derken eli ayağı durmaz, gözlerini sıkıp kafasını arkaya atarak bağırır, sonra bir anda durulup karizmatik bakışlar atar. Önündeki mikrofonları falan eller. Tam bitti heralde derken çok sakin, ağır ağır devam eder konuşmaya. Evet, delidir biraz. O kadar ciddi işler yapar ama ta ilk gençliğinden bu güne hep bi fırlamalık vardır bakışlarında.
Bütün o yaptığı işleri yapabilmek için aslında deli olmak gerekir. O kadar ciddi, o kadar tehlikelidir ki o işler, akıllı adam tırsar yapamaz. Ama aklı başında delidir Sadık Abi. Sadece kendi mahallesini değil, arkadaşlarını, ailesini değil bütün dünyayı kurtarmak ister, ama kendi mahallesini düzeltmeden dünyaya el atılmayacağını bilir.
Çok üstüne gelirler Sadık Abi’nin, baya baya saldıranı, taş atanı çok olur. Derler ki: “Sadık despot! Sadık hain! Sadık kötü!” “Sadık sizin ağzınıza sıçıyo!” derler. Derler ama bunu diyenler hep it heriflerdir. Gaspçısı var, katili var, tecavüzcüsü var... Hep bunlar saldırır Sadık Abi’ye. Bi de bunların süslü kıyafetlerine, şık arabalarına bakıp bunları adam sanan; bunların peşinden ayrılmazlarsa onlar gibi olacaklarını sanan sokak itleri ve aptallar vardır. Onlar da çok havlarlar.
Ama biz biliriz Sadık Abi’nin değerini. O istese öbür pezevenklerin kıyafetlerinin kat kat kalitelisini alır, krallar gibi yaşar, altın klozete bile sıçardı. Ama O, parayı öyle şeylere harcamaz. Bir kıyafeti vardır, yıllardır bi tek onu giyer. Bunların yerine bizim çocukları okutur. İlkokul birden üniversite bitinceye kadar, hatta yüksek lisans, doktora, gittiği yere kadar bir kuruş ödemeyiz biz. Defterden kaleme, kıyafetten okul harcına herşeyi Sadık Abi karşılar. Hem de ne okullar, dünyanın en iyi eğitimini alır bizim çocuklar bedavaya.
Sonra işsizlik problemimiz de pek olmaz bizim. Kendimiz iş aramayız, Sadık Abi iş arar bizim yerimize. “Tabi oğlum, bizim görevimiz” der. İş bulana kadar da para verir bize her ay. Çok değil ama yaşamaya yeter. Sadık Abi’nin bulduğu işe gitmek zorunda da değiliz. “Beğenmedin mi işi? Tamam” der. Başka bir iş arar, o arada işsizlik parasını vermeye devam eder. Mesela bana beş tane iş buldu, hiç birini beğenmedim. Altıncıyı da beğenmeyince “Biz senin eğitiminde bir eksik yapmışız, sen üniversiteye git” dedi. Üniversiteye yolladı beni. Tabi tek kuruş vermedim yine. Sadık Abi sağolsun.
Hasta falan olursak dünyanın en iyi hastanelerine, en baba doktorlarına gideriz. Dünyanın en iyi sağlık hizmetini bedava alırız Sadık Abi sayesinde. Hem de hepimiz...
Ama yine de o taş atanlar, saldıranlar durmazlar. Sadık Abi sekseni devirdi, hala uğraşırlar. Sekseni devirdi dediysek o hala dimdik durur karşılarında. O fırlama gözlerinden artık yorgunluk akar ama o hala dimdik durur, diklenir. Bütün o itler, pezevenkler de tırsar hala, çünkü bilirler, Sadık Abi hepsini dağıtır gerekirse. Ayrıca yalnız da değildir, biz varız Sadık Abi’nin arkasında. İcabında dünyayı ters çeviririz Sadık Abi için.
Ama işte duyduk ki sonunda emekli olmuş Sadık Abi. O yorgunluk akan gözlerini sonunda dinlendirebilecek biraz. Bu arada aman ha yanlış anlaşılmasın, Sadık Abi yorgunluktan, bıkkınlıktan emekli olmadı! Yorgunluğa, kör dövüşüne, bütün dünyaya diklenmeye gençlikte dayanmak, bütün gençliğini hatta ömrünü böyle geçirmek, bunlara yaşlılıkta dayanmaktan daha zordur. Sadık Abi emeki oldu ama yine kendi için değil, dinlenmek için değil, yaşlılığın tadını çıkarmak için değil, bizim için emekli oldu. Artık işini eskisi kadar iyi yapamadığı için, o son ameliyattan sonra toparlayamadığı sağlığı, onunki gibi bir ömüre nasıl dayandığı bilinmeyen adı gibi sadık vücudu artık işlerini aksattığı için emekli oldu.
Emekli oldu ama biz hala burdayız! Sırf Sadık Abi’nin yanında olduğumuz için O’nunla beraber bize de saldıranlar zannediyorlar ki, Sadık Abi’den sonra her şey bitecek. Ama gözleri boşuna parlıyor çünkü tıpkı babası öldüğü için aniden hayata atılmak zorunda kalan yeni yetmeler gibi, tüm ciddiyetimizle, can havliyle ve çelik gibi sert tavrımızla Sadık Abi’nin bayrağını biz devraldık! Her birimiz birer Sadık Abi olmak zorundayız artık, ve O’nun yokluğunda O’na saldırmak isteyenler karşılarında binlerce Sadık Abi görecekler bundan sonra.